EINSTEIN ve BAŞARI

EINSTEIN ve BAŞARI


YANDEXMİYİM (KARİKATÜR)

YANDEXMİYİM (KARİKATÜR)


PARADOKSAL YANILMA UYGULAMASI

PARADOKSAL YANILMA UYGULAMASI


İki Savaş Dönemi Avrupa

İki Savaş Dönemi Avrupa


İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMİNDE AVRUPA

1.BARIŞIN SÜREKLİLİĞİNİ SAĞLAMA ÇABALARI

MİLLETLER CEMİYETİ (CEMİYETİ AKVAM)
v I.Dünya Savaşı Avrupa′da siyasi dengeleri değiştirmiş, Almanya, ve Osmanlı Devleti′nin yenilgiye uğraması siyasi boşluk oluşturmuştur. Antlaşmalar devletler arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkardı. Bu ortamda barışın sürekliliği konusu önem kazandı.
v Versay Almanya’ya  dolayısıyla da Avrupa′ya istikrar getirmek bir yana kaos doğurmuştu.Almanlar bu antlaşmanın ağır hükümlerinden kurtulmak için harekete   geçti. Bu çabalar başta Fransa olmak üzere diğer devletleri de endişelendiriyordu.
v Savaş sonundaki kazanımlarını  korumak isteyen  Fransa, Almanyanın kayıplarının hesabını  kendisinden sormasından çekiniyordu.
v Bunun için Almanya′ya karşı ittifak arayışına yöneldi. Uğradığı kayıplarla ekonomik krize giren İngiltere′de Avrupa′da yaşanan istikrarsızlığı kaygıyla izlemekteydi.İtalya, kazanım olarak kendisine sunulanlardan memnun kalmamıştı. Versay′ın değiştirilmesini istiyordu. ABD, Avrupa′dan çekilerek savaş öncesindeki yalnızlık politikasına geri dönmüştü. Rusya′da yaşanan rejim değişikliği, bu devleti Avrupa devletlerinden uzaklaştırmıştı.

Milletler Cemiyeti Kuruluyor...
Ø      Dünya Savaşı′nın getirdiği büyük yıkım, barışı koruyacak devletler arası bir örgü-tün kurulması düşüncesini güçlendirmiştir. Bu örgütün gerekliliği ABD Başkanı Wilson′un yayınladığı ilkelerde de vurgulanmıştı. Savaş sonunda bu amaçla ABD ve İngiltere arasında çalışmalar başlatılarak Paris Barış Konferansı′nda gerekli hazırlıklara girişilmiş, bu çalışmaların sonucunda Milletler Cemiyeti ortaya çıkmıştır.
Ø      Konferansın Ocak 1919′da yapılan toplantısında alınan karar uyarınca, 28 Nisan 1919 tarihinde Milletler Cemiyeti kuruldu.

Milletler Cemiyeti′nin Sorumlulukları
«    Uluslararasında işbirliğini geliştirmek, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak,
«    Savaşa başvurmamak konusunda birtakım yükümlülükler kabul etmek,
«    Gizlilikten uzak, adaletli ve onurlu uluslararası ilişkiler sürdürmek,
«    Uluslararası hukuk kurallarına kesinlikle uymak,
«    Örgütlenmiş halkların karşılıklı ilişkilerinde adaleti korumak
Ø      Milletler Cemiyeti′nin asıl üyeleri 32 devlet idi. Bunların dışında bir de cemiyete katılmaya çağrılan 13 devlet vardı. Cemiyetin koyduğu düzenlemeleri kabul eden bir devlet üyelik için başvurabilirdi. Kuruluş fikrini ortaya atan ABD, Senato′nun onaylamaması nedeniyle, Milletler Cemiyeti′nin dışında kaldı.

Locarno Antlaşması
v Milletler Cemiyeti Fransa′nın Almanya′ya olan güvensizliğini sona erdiremedi. Locarno Antlaşması bu güvensizliğin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Fransa ile olan ilişkilerini geliştirerek tamirat ve tazminat sorununda kolaylık sağlamak isteyen Almanlar Şubat 1925′te Fransa′ya karşılıklı bir güvenlik paktı kurulmasını önerdi.
v 5 Ekim 1925′te Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Belçika, Polonya ve Çekoslovakya′nın katılımıyla Locarno′da bir konferans toplandı. Locarno Antlaşması 1 Ara 1925′te imzalandı. Antlaşma, konferansa katılan devletler arasında çıkacak anlaşmazlıkları barış yoluyla çözümlemek amacına yöneliktir.

Locarno Antlaşması′na göre;
«    Almanya, batıda Fransa ve Belçika sınırlarının kesin ve sürekli olduğunu kabul ediyordu.
«   Bütün anlaşmazlıklar barış yoluyla çözümlenecekti
«   Antlaşma, Almanya, Milletler Cemiyeti′ne üye olur olmaz yürürlüğe girecekti.

v Almanya Locarno Antlaşması ile batı sınırlarının sürekli olduğunu kabul etmiş, ancak, Polonya ve Çekoslovakya sınırları için böyle bir güvence vermemişti.
v İngiltere′nin  Avrupa′da siyasi dengeyi bozacağından endişe ederek Fransa-Almanya ya yakınlaşmasından rahatsız oldu. Almanya′nın doğu sınırları için garanti vermemesini kabul eden İngiltere, "Yatıştırma Politikası" uyarınca Almanya′ya yardım etmeye, İtalya ile ilişkilerini geliştirmeye çalıştı.

Brinand - Kellogg Paktı
Ø  Avrupa′daki konumunu güçlendirmek isteyen Fransa′nın diğer bir girişimi, ABD ile ilişkilerini güçlendirmek olmuştur. Fransız yönetimi 1927′de ABD′ye süresiz bir barış paktı yapılmasını önerdi. Fransa′nın bu önerisine sıcak bakmayan ABD, bütün dünya devletleriyle böyle bir paktın yapılmasından ve savaşın kanun dışı ilan edilmesinden yana olduğunu bildirdi.
Ø  Fransa Dış işleri Bakanı Briand ile ABD Dışişleri Bakanı Kelllog arasında diplomatik yazışmalar başladı. ABD′nin önerisini, İtalya ve Japonya kabul ederken, Fransa ve İngiltere  bazı koşullar öne sürerek olumlu cevap verdi.
Ø  Paris’te 27 Ağustos 1928′de ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Japonya,Polonya, Çekoslovakya ve Belçika arasında Kellogg Paktı imzalandı. Aynı yıl içerisinde Sovyetler Birliği ve Türkiye’de  dahil olmak üzere belli başlı bütün devletler pakta katıldı.
Buna göre;
ü  Taraflar, uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde savaşa başvurmayı kınadıklarını ve savaşı birbirleri ile ilişkilerinde ulusal siyasi bir aracı olarak kabul etmediklerini ve savaştan vazgeçtiklerini, ulusları acıra resmen açıkladılar.
ü  Pakta İmza koyan devletler, niteliği ve kökeni ne olursa olsun, aralarındaki anlaşmazlıkları çözümlenmesi için, yalnız barış yollarına başvurmayı kabul ettiler.

AVRUPADA SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT-TOTALİTER REJİMLERİN KURULUŞU

a.İtalya′da Faşizm
v İtalya I. Dünya Savaşı′ndan galip devlet olarak ayrılmıştı. Fakat buna karşın hedeflerinin pek çoğuna kavuşamamış ve savaştan yıpranmış olarak çıkmıştı. Bu durum İtalyan kamuoyunda İtilaf Devletlerine karşı bir tepki oluşturdu. Yaşanan sosyal ve ekonomik sıkıntıların da etkisiyle İtalya′da karışıklıklar başladı. Ekonomik çöküntü içinde bulunan ülkede işsizlik hızla artıyor, asker kaçakları önemli bir sorun oluşturuyordu.
Mussolini′nin Yükselişi Başlıyor...
Ø      Bu kargaşa ortamında 1919′da kurulan Faşist Parti İtalya′da öne çıkmaya başladı. Gittikçe güçlenen ve taraftar bulan Faşistler 1921 seçimlerde 35 milletvekili çıkardı. Irkçılığa varan bir milliyetçilik politikası benimseyen Mussolini liderliğindeki Faşist Parti, Paris Barış Konferansı′nda İtalya′nın küçük düşürüldüğünü, faşist iktidarında Roma İmparatorluğu′nun yeniden kurulacağını ileri sürüyordu.
Ø      Ağustos 1922′de greve gitmeleri üzerine Roma′ya yürüyen Faşist Parti, hükümeti çekilmek zorunda bıraktı. İtalya kralı Ekim 1922′de Mussolini′yi Başbakanlığa getirdi. Çok geçmeden demokrasiyi rafa kaldıran Mussolini, ülkedeki azınlıkları İtalyanlaştırma politikası izledi. Akdeniz havzasında sömürge elde etmeye çalıştı. Akdeniz′e "Bizim Deniz" diyordu.
Ø      İtalya′nın bu yayılmacı ve saldırgan politikası, Akdeniz ülkelerinde ve Avrupa′da endişeye yol açtı. 1927′de Arnavutluk′u koruması altına aldığını ilan eden Mussolini′nin hedefleri arasında Anadolu da yer alıyordu. Bu durum Türk - İtalyan ilişkilerini bozdu ve 1934′te Balkan Paktı′nın kurulmasında önemli rol oynadı. Orta Doğu′da da yayılmayı planlayan İtalya 1935′te Habeşistan′a saldırdı.


b.Almanya′da Nazizm
Ø      1918′de imparatorluğa son verilerek cumhuriyet kurulan Almanya′da iç karışıklıklar, grevler ve ekonomik çöküntü meydana geldi. Bu şartlar altından imzalana say Antlaşması, Almanya′da toplumsal ve siyasi düzeni bozdu ve Alman halkı tarafından tepkiyle karşılandı.
Ø     Versay′ın doğurduğu tepki, başarısız iç ve dış politika, ekonomik çöküntü, işsizlik sosyal huzursuzluk milliyetçilik akımının güçlenmesine neden oldu. Fransızların Alman  yönetiminin  savaş tazminatı  ödememesini  bahane ederek Rhur bölgesini 1923′te işgal etmesi bu tepkiyi iyice artırdı.
Ø    Nazi Partisi 1918′de ilk olarak Alman İşçi Partisi olarak kuruldu. Adolf Hitler′in lider olması ile güçlenen parti 1920′de Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi adını aldı.Ekonomik sorunlara çare bulacağını ileri süren Hitler bir taraftan da Yahudi düşmanlığını körükledi. Naziler Versay′ın Alman maliyesine yüklediği savaş tazmin nın ülkenin ekonomisine verdiği zararı da öne çıkararak antlaşmanın kaldırılma istiyordu.
Naziler İktidara Geliyor...
Ø  1930 seçimlerinde 107 milletvekili çıkaran Nazi Partisi, 1932′de ülkenin en büyük partisi haline geldi. Cumhurbaşkanı Ocak 1933′te Hitler′i başbakanlığa atadı. Meclisi fesheden Hitler seçimlere gitti. 1933 seçimlerde çoğunluğu sağlayamadı. Ancak dört yıl süreli olağanüstü yetkiler aldı. Siyasi partileri kapattı.
Ø  Hitler döneminde Alman dış politikası, Versay ve St. Germain antlaşmalarının kaldırılmasını,Almanya dışında bulunan bütün Almanların birleştirilmesini ve bir tek devlet altında toplanmasını hedefliyordu. Bu yeni politika "Hayat Alanı" (Lebensraum) olarak isimlendirildi.
Ø  Ülke içinde güçlenen Hitler aktif bir dış politika izleyerek Versay′ın getirdiği sınırlamaları geçersiz ilan etti. Askersiz alan olarak belirlenen Ren bölgesini işgal etti. Almanya I.Dünya Savaşı ile kurulan dengeyi bozmaya karar vermişti. Bu gelişme mevcut dengenin sürmesinden yana olan devletlerin harekete geçmesine yol açtı.

c.İspanya’da Franco Dönemi
Ø   17 Temmuz 1936′da General Franco komutasındaki milliyetçi güçlerin, seçimle iş başıma gelen Cumhuriyetçi Halk Cephesi koalisyonuna karşı ayaklanması, İspanya′da üç yıl sürecek bir iç savaş başlattı.
Ø   Hitler ve Mussolini, İspanya′da iç çatışmaların başlaması üzerine Franco’ya destek olarak birer uçak filosu gönderdi.    Kısa süre sonra da 200 bin Alman ve İtalyan askeri bölgeye sevk edildi. Buna karşılık cumhuriyetçiler de Sovyetler Birliği ve başka bazı devletlerden askeri yardım ya da gönüllü desteği aldı. Franco önderliğindeki milliyetçiler Mart 1939 da yaklaşık on binlerce ölü ve bir milyondan fazla sürgün yanında ülkeyi yerle bir ederek yönetimi ele geçirdi. Bu sonuçla birlikte İspanyada  Franco′nun 1975 kadar sürecek olan dikta dönemi başladı.



I.Dünya Savaşının Sonuçları

I.Dünya Savaşının Sonuçları

I.DÜNYA SAVAŞ VE SONUÇLARI

1.I.DÜNYA SAVAŞI
Ø  Dünya Savaşı, veliaht prens Ferdinand′ın bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi sonrasında 28 Haziran 1914′te Avusturya - Macaristan′ın Sırbistan′a savaş ilan etmesi ile başlamıştır. Kısa bir süre sonra Rusya′nın Sırbistan′ın yanında savaşa dahil olduğu, Almanya′nın da Avusturya - Macaristan′ın yanında yer aldığı görülür.
Ø  Almanya′nın İngiltere ve Fransa′ya savaş ilan etmesiyle birlikte bir Avrupa savaşına dönüşen gelişmeler, ilerleyen süreçte Osmanlı Devleti, Japonya ve ABD′nin de katılımıyla bir dünya savaşı halini almıştır.

ü  Avusturya - Macaristan, I. Dünya Savaşı öncesinde egemenliği altında pek çok topluluğu barındıran çok uluslu bir devlet durumunda idi. Ulus devlet arayışları bu devletin toprak bütünlüğü için ciddi tehlike oluşturuyordu. Osmanlı Devleti′nin durumu da farklı değildi.
ü  Almanya ve İtalya′nın milli birliklerini sağlamaları ve Avrupa′da yaşanan çalkantıların ortaya çıkışında da milliyetçi düşüncenin etkisinden söz edilebilir. Avrupalı devletlerin birbirlerine karşı milliyetçi akımları kullanmaları, devletler arası siyasi gerginlikleri beraberinde getirmiştir.
v  Avrupa′da Sanayi Devrimi ile başlayan sanayileşme süreci büyük devletlerin hammadde gereksinimini artırdı. Ayrıca pazar elde etme çabaları da hız kazandı.
v  Bu gelişmeler sömürgecilik yarışını hızlandırmıştır.
v  Ulusal birliğini ancak 1871′de tamamlayabilen Almanya, sömürgecilik yarışında geride kalmış ve  XIX. yüzyıl sonu itibariyle yeni sömürge elde etmek güçleşmişti. Bu durumu telafi etmek isteyen Alman devlet adamları sömürge paylaşımının Alman çıkarları dikkate alınarak yeniden yapılmasını istiyor, gerekirse askeri yollara başvurmaktan çekinmeyeceklerini ifade ediyordu.
Ø      Almanya - Fransa sınırında yer alan Alsace ve Lorraine bölgeleri 1871 Sedan Savaşı sonucunda Almanya′nın denetimi altına girmişti. Fransızlar yeraltı zenginliklerine sahip bu bölgeleri yeniden topraklarına katmak amacındaydı.



İttifak Devletleri
Almanya,Avusturya-Macaristan.,Osmanlı Devleti,Bulgaristan

İtilaf Devletleri
İngiltere,Fransa,Rusya,İtalya (Sonradan),ABD,Japonya,Brezilya,Portekiz,Romanya,
Yunanistan

Ø  Savaş Avusturya′nın 28 Temmuz 1914′te Belgrat′ı bombalaması ile başladı. Ardın-dan Almanya 1 Ağustosta Rusya′ya, 3 Ağustosta da Fransa′ya savaş açtı. Bir gün sonra ise Alman birliklerini topraklarından geçirmeyen Belçika′ya saldırdı. İngiltere de Almanya′ya savaş ilan etti.
Bu arada Japonya, Almanya′nın Uzak Doğu sömürgelerini ele geçirmek için İngiltere’nin de desteğini elde ederek Almanya′ya savaş açtı ve Kasım 1914′e kadar Almanya′nın Uzak Doğu′daki sömürgelerini ele geçirdi.

Ø  İngiltere ve Fransa, Rusya′yı kendi yanlarında tutabilmek için Osmanlı Devleti′ni İtilaf grubuna almamış ve tarafsız kalmasını istemiştir. Osmanlı yönetimi ise tarafsız için İngiltere ve Fransa′dan, kapitülasyonların kaldırılmasını, Ege adaları ve meselesinin çözümlenmesi talep etti. İstekler dikkate alınmayınca Almanya ile yakınlaşmaya yöneldi.
Ø  Bu arada Almanya ise Osmanlı Devleti′ni kendi yanında savaşa dahil etmek için ciddi çaba harcıyordu.
Almanların amaçları şunlardı:
ü  Hilafetin siyasi ve dini ve etkinliğinden yararlanarak İngiltere ve Fransa′nın durumundaki Müslüman toplulukları ayaklandırmak
ü  Orta Doğu ve Balkanlarda yeni cepheler açarak askeri yükünü azaltmak
ü  İngiltere′nin sömürge yollarını denetim altına alarak, bu devletin hammadde kaynaklarına ulaşmasını zorlaştırmak
ü  Osmanlı  Devleti′nin stratejik coğrafi konumundan yararlanmak ve boğaz çevresini kontrol altına almak
ü  Osmanlı Devleti′ni insan gücünden ve hammadde kaynaklarından yararlanmak.

Ø   Almanya ile yapılan anlaşma gereğince Osmanlı Devleti′nin satın aldığını ilan ettiği iki Alman savaş gemisi 2 Kasım 1914′de Karadeniz′deki bazı Rus limanlarını bombaladı. Bu olay Osmanlı Devleti′nin savaşa dahil olmasına yol açtı.
Halife tarafından dünya Müslümanlarının desteğini sağlayabilmek için "Cihat" ilan edildi. Cihat ilanı amacına ulaşamamış, Müslüman topluluklardan önemli bir yardım sağlanamamıştır. Bunda cihat ilanı öncesinde herhangi bir ön hazırlık yapılamaması ve Müslüman toplumların çoğunun sömürge durumunda bulunması etkili olmuştur 

2.PARİS KONFERANSI
Sıra galiplerle mağluplar arasında barış antlaşmalarının imzalanmasına gelmişti. Barış antlaşmalarının esaslarının belirlemek ve bozulan uluslararası siyasi dengeleri yeniden kurmak amacıyla 32 devletin katılımı ile 18 Ocak 1919′da Paris′te barış konferansı toplandı.


Konferans′tan Kim Ne Bekliyor?
   Barış antlaşmalarının esasları İtilaf Devletleri tarafından savaştan yenik çıkanların katılmadığı oturumlarda hazırlandı. Konferansta ABD, Fransa, İngiltere, İtalya ve Japonya tarafından "Onlar Konseyi" kuruldu. Bu konseye Fransa ve İngiltere egemen idi. ABD Başkanı Wilson′un önceliği devletler arası barışı kalıcı hale getirecek bir Milletler Cemiyeti′nin kurulmasıydı.
   Fransa ve İngiltere ise barışı çıkarlarını gerçekleştirmek için bir kaldıraç olarak görüyordu. Fransa, Almanya′yı bir daha bu tür bir soruna yol açmaması için çökertmek amacındaydı. İngilizler, öncelikle Almanya′nın donanmasını ve kara birliklerini ortadan kaldırarak askeri etkinliğini sonlandırmak istiyordu.


İtilaflar Arasında Görüş Ayrılıkları Derinleşiyor...
ü  İtalya konferansta umduğunu bulamadı. Savaş sırasında imzalanan gizli antlaşmalarda İtalya′nın nüfuz alanı olarak belirlenen İzmir ve çevresi Yunanlılara bırakılmak istendi. Yunan temsilcileri, Batı Anadolu′da Rumların çoğunlukta olduğunu veTürkler tarafından katledildiğini ileri süren sahte raporlar sundular.
ü  İtalya gibi görece güçlü bir devletin Akdeniz′de güçlenmesinden rahatsız olan İngiltere, sahte raporları da kullanarak İzmir ve civarının Yunanlıların işgal alanı olarak belirlenmesini kabul ettirdi.

İngiltere ve Fransa ABD′yi Oyalıyor...
İngiltere ve Fransa′nın ABD′ye yönelik yaklaşımı oyalamadan ibaretti. VVilson İlkelerini etkisiz kılmak için Milletler Cemiyeti′nin kurulmasına öncelik verildi. Milletler Cemiyeti′nin statüsünün kararlaştırılmasının ardından ABD başkanı VVİlson′un ülkesine geri dönmesi, İngiliz ve Fransızların daha rahat hareket etmesine yol açtı.

Yeni Sömürgecilik, Manda Yönetimleri Kuruluyor...
Sömürgeci yapıyı sürdürmek isteyen İngiltere ve Fransa, tepkileri dikkate alarak, yeni kurulacak olan devletlerin büyük bir devlet tarafından Milletler Cemiyeti adına yönetilmesi esasına dayanan manda yönetimini konferansta kabul ettirdi.

Kim, Ne Elde Etti?
Ø  İngiltere, Birinci Dünya Savaşı′ndan en kazançlı çıkan devlettir. Almanya′yı yenilgiye uğratarak sömürgelerine yönelebilecek tehlikelerden kurtuldu. Almanya′yı Orta Doğu′dan uzak tutarak bölgeye büyük ölçüde egemen oldu.
Ø  Fransa, Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu′nun çöküşüyle iki büyük tehlikeden kurtuldu. Avrupa ve Orta Doğu′da kazanç elde etti. İtalya Avusturya′dan aldığı topraklarla kuzeye doğru bir miktar genişleme imkanı elde etti.
Ø  Rusya′nın yeni komünist yönetimi, kuvvetler dengesini ilerde köklü bir şekilde değiştirmek üzere kabuğuna çekildi. Bu arada Osmanlı Devleti′nin yıkılışı Orta Doğu devletler dengesinde ciddi bir boşluk oluşturdu. 


3.I.DÜNYA SAVAŞI SONUNDA YAPILAN ANTLAŞMALAR

Almanya ile Barış (Versay Antlaşması)
Versay Antlaşması başlıca şu hükümleri içeriyordu:

Sınırlar
♦          Almanya, Belçika′ya; Eupen, Malmedy ve Moresnet′yi; Fransa′ya Alsace ve
Lorraine′i verecektir.
♦          Saar bölgesindeki bütün kömür madenlerinin mülkiyeti ve işletme hakkı
Fransa′ya ait olacak, bölgenin idaresi ise Milletler Cemiyeti′ne bırakılacaktır.
♦          Polonya′ya Poznan ile Batı Prusya verilecek ve Polonya bu şekilde denize
çıkabilecektir.

Siyasal Hükümler
♦          Belçika′nın tarafsızlığı kaldırılacak, Almanya bu durumu kabul edecektir.
♦          Almanya, Ren Nehri′nin doğu ve batı yakasında 50 km′lik şeritte asker bulunduramayacak, yığınak yapamayacaktır.
♦          Almanya, Avusturya ile birleşmemeyi taahhüt edecek, Avusturya, Çekoslovakya ve Polonya′nın bağımsızlığını tanıyacaktır.

Sömürgeler
♦          Almanya, bütün denizaşırı topraklarından vazgeçecektir. Bu sömürgelerde
Milletler Cemiyeti′nin kontrolü altında manda rejimleri kurulacaktır.
♦          Almanya, İtilaf Devletlerinin Bulgaristan ve Osmanlı Devleti′nden elde edecekleri hakları şimdiden tanıyacaktır.

Silahsızlanma
♦          Almanya′da  mecburi  askerlik  kaldırılacak,  Alman  ordusunun  mevcudu 100.000 asker ile sınırlandırılacaktır.
♦          Almanya denizaltı ve uçak yapamayacaktır. Bütün savaş gemilerini İtilaf
Devletlerine teslim edecektir.

Tamirat Borçları
♦          Almanya tamirat borcu olarak savaş tazminatı ödeyecektir. (Borç olarak belirlenen 33 Milyar Dolar Almanya′nın ödeme yeteneğinin çok üstündeydi ve Almanya′yı ekonomik açıdan çökertmek anlamına geliyordu.)



Avusturya ile Barış (St. Germain Antlaşması)
İtilaf Devletleri Avusturya ile 10 Eylül 1919′da St. Gernain Antlaşması′nı imzaladı. Antlaşmada yer alan hükümlerin bazıları şunlardır:
♦          Avusturya, Macaristan, Çekoslovakya ve Yugoslavya′nın bağımsızlığını tanıyacaktır.
♦          Avusturya, Galiçya′yı Polonya′ya; Hırvatistan′ı Yugoslavya′ya, Tirol ile Trieste′yi İtalya′ya ve Bukovina′yı Romanya′ya bırakacaktır. Avusturya, Milletler Cemiyeti′nin onayı olmaksızın Almanya ile birleşemeyecektir.
♦          Mecburi askerlik kaldırılacak, Avusturya ordusunun asker sayısı 30.000 kişiye indirilecektir.
♦          Avusturya İtilaf Devletlerine tamirat borcu ödemekle yükümlüdür.


Bulgaristan ile Barış (Neuilly Antlaşması)
      Bulgaristan’la İtilaf Devletleri arasında 27 Kasım 1919′da imzalandı. Antlaşmanın Maddeleri şunlardır:
      Bulgaristan, Güney Dobruca′yı Romanya′ya, Batı Trakya′da Gümülcine ve Dedeağaç′ı Yunanistan′a ve Tsaribrod ile Sturmitsa bölgesini Yugoslavya′ya bırakacaktır. (Bu şekilde Bulgaristan′ın Ege Denizi ile herhangi bir bağlantısı kalmıyordu)
      Bulgaristan′da mecburi askerlik kaldırılacak, Bulgar ordusunun mevcudu 25.000 asker ile sınırlandırılacaktır.
      Bulgaristan deniz ve hava gücü bulunmayacaktır.
      Bulgaristan 2 Milyar 250 Milyon frank tamirat borcu ödeyecektir.


Macarista ile Barış (Trianon Antlaşması)
      Macaritan ile olan barış antlaşması 4 Haziran 1920 de imzalandı. Antlaşmanın bazı maddeleri şunlardır:
      Macaristan, Presburg bölgesini Çekoslovakya′ya, Bosna-Hersek′i Yugoslavya′ya, Transilvanya′yı Romanya′ya ve Burgerland′ı Avusturya′ya terk edecektir.
      Macaristan ordusunun mevcudu 35.000 askerle sınırlandırılacak ve mecburi askerlik kaldırılacaktır.
      Macaristan Tuna′daki donanmasını İtilaf Devletlerinin denetimi altına bırakacak, deniz ve hava gücüne sahip olamayacaktır.
      Macaristan tamirat borcu olarak öngörülecek ekonomik ve mali yükümlülükleri kabul edecektir.


Osmanlı Devleti′yle Barış (Sevr Antlaşması)
İtilaf Devletleri I. Dünya Savaşı′ndan sonra Osmanlı Devleti′ni paylaşma konusunda ciddi anlaşmazlıklar yaşadı. İtalya′nın San Remo kentinde Osmanlı Devleti ile imzalanacak antlaşmanın esasları belirlendi. Antlaşma metninin Osmanlı Devleti temsilcisi tarafından kabul edilemez olarak nitelenmesi üzerinde Yunanlılar Batı Anadolu′da işgal girişimlerine hız verdi.
Osmanlı yönetimi 10 Ağustos 1920′de Sevr Antlaşması′nı kabul etmek zorunda kaldı. Antlaşma 10 Ağustos 1920 günü, Osmanlı Hükümeti adına, Hadi Paşa ve Rıza Tevfik Bey ve Bern Elçisi Reşat Halis Bey tarafından imza edildi.
Sevr Antlaşması′nın bazı maddeleri şunlardır: 

Sınırlarla ilgili Hükümler
♦          Doğu Trakya ve Batı Anadolu bölgeleri Yunanistan′a bırakılacaktır.
♦          Mardin, Urfa, Antep ve Suriye bölgeleri Fransa′ya bırakılacaktır.
♦          Arabistan ve Musul dahil Irak bölgeleri İngiltere′ye verilecektir.
♦          Güney Batı Anadolu İtalyanlara verilecektir.
♦          Doğuda bağımsız Ermeni ve Kürt devleti kurulacaktır
♦          Rodos ve On İki Ada İtalyanlara, Ege adaları ise Yunanistan′a verilecektir.

Siyasi Hükümler
♦          İstanbul, azınlık haklarının koruması şartı ile Osmanlı Devleti′nin başkenti
olarak kalacak, aksi durumda İtilaf Devletleri İstanbul′u işgal edebilecektir.
♦          Boğazlar tüm dünya devletlerine açık olacak, yönetimi ise bütçesi ve bayrağı olan bağımsız bir Boğazlar Komisyonu′na verilecektir.

Askeri Hükümler
♦          Mecburi askerlik kaldırılacaktır.
♦          Osmanlı ordusunun mevcudu 50.700 asker ile sınırlandırılacak, ordunun
elinde ağır silahlar bulunmayacaktır.
♦          Osmanlı askeri deniz gücü sınırlandıracaktır.

Mali Hükümler
♦          Osmanlı Devleti savaş tazminatı ödeyecektir.
♦          Kapitülasyonlardan bütün devletler faydalanacaktır.
♦          Osmanlı maliyesi İtilaf Devletlerinin kontrolünde olacaktır.

Sevr Antlaşması′nın Özelliklerinden Bazıları Şunlardır:
   Osmanlı topraklarının büyük kısmını parçalamış ve Osmanlı Devleti′ni
   Anadolu topraklarının bir kısmını elinde bulunduran küçük bir devlet haline getirmeyi hedeflemiştir.
   Taraflar arasında imza edilmesine karşın Türk Kurtuluş Savaşı sebebiyle uygulanma imkanı bulamamıştır.
   Osmanlı Mebuslar Meclisi tarafından onaylanmadığı için hukuken geçerlilik kazanmamıştır.
   TBMM tarafından tanınmamıştır. TBMM, Sevr Antlaşması′nı imzalayanları vatan haini ilan etmiştir.
   Türk halkının işgallere karşı direniş bilincini güçlendirmiştir.


4.I.DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI
Ø  Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı Devleti gibi çok uluslu devletler parçalandı.
Ø  İngiltere devletler arası alandaki siyasi ve ekonomik etkinliğini sürdürdü.
Ø  Avrupa’nın siyasi haritası yeniden belirlendi. Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya,Litvanya, Macaristan ve Türkiye kuruldu.Ulus esası dikkate  alınmadığı   için  azınlık  sorunları devam etti.
Ø  Devletler arası sorunlara politik çözümler bulmak ve kalıcı barışı sağlamak amacıyla Milletler Cemiyeti kuruldu.
Ø  Yenik devletlere ağır hükümler içeren antlaşmalar imzalatılması barışın sağlanmasını imkansız hale getirdi.Anlaşmaların ortaya çıkardığı gerginlikler 2. Dünya Şavaşına zemin hazırladı.
Ø  Sömürgecilik  düşüncesi, manda ve himaye anlayışı ile yeni bir şekle büründü
Ø  ABD′nin uluslararası politikadaki etkinliği arttı.
Ø  Avrupa′da radikal siyasi akımlar ön plana çıktı. (Rusya′da Komünizm, İtalya′da Faşizm, Almanya′da Nazizm).
Ø  Tank, uçak ve kimyasal silahlar ilk defa bu savaşta kullanılmıştır.
Ø  Cephe kavramı değişikliğe uğradı. Çatışmalardan sadece askerler değil sivil halkta etkilenmiştir. Bu yeni durum, savaş sonrasında cephe gerisinde kalan sivil halkın can ve mal güvenliğini korumak amacına dönük sivil savunma düşüncesinin ön plana çıkarılmasına yol açmıştır.







Doğu Blokundan Sonra Avrupa

Doğu Blokundan Sonra Avrupa


DOĞU BLOKUNDAN SONRA AVRUPA’DA YENİ ARAYIŞLAR
1.İKİ ALMANYA’DAN TEK DEVLETE
Ø  II. Dünya Savaşı′ndan yenilen Alman toprakları Müttefikler tarafından işgal edilerek Doğu ve Batı şeklinde ikiye ayrılmıştı. Doğu Almanya SSCB′nin, Batı Almanya ise ABD, İngiltere ve Fransa′nın kontrolüne girmişti. İki Almanya′nın birleştirilmesi, soğuk savaş döneminin önemli konularından biri olmuş, II. Dünya Savaşı′ndan sonra Almanya ile barış antlaşması da yapılamamıştı.

Berlin Duvarı Yıkılıyor...
Ø   Almanya′nın birleştirilmesi çabaları, Doğu Blokunun çökmesi ile birlikte 1989′da ortaya çıktı. Ülkede demokrasi için halk hareketi başladı. Doğu Almanya tarafından 1961 ′de inşa edilen Berlin Duvarı 9 Kasım 1989 tarihinde önce geçişe açıldı, sonra da yıkıldı.
Ø   Batı Alman Başbakanı Helmut Kohl iki Almanya′nın birleşmesini öngören bir plan hazırladı. Doğu Almanya′da 500.000 askeri bulunan SSCB plana karşı çıktı. Batı Alman Hükümeti, Haziran 1990′da SSCB′ye ekonomik sıkıntılarını aşabilmesi için 5 milyar mark tutarında kredi verebileceğini açıkladı.

Sovyetler İkna Ediliyor...
v 22 Haziran 1990′da ABD, İngiltere, Fransa ve SSCB ile Doğu ve Batı Almanya arasında Berlin′de "4+2 Toplantısı" yapıldı. SSCB ilke olarak iki Almanya′nın birleşmesini kabul etti.
v 16 Temmuz 1990′da da Batı Almanya ile SSCB arasında Moskova′da bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre, iki Almanya birleşecek ve tam egemenliğe sahip olacak, NATO′ya girebilecek ve Sovyet askerleri 3 yıl içinde Alman topraklarından çekilecekti. 12 Eylül 1990′da Moskova′da birleşmeyle ilgili "4+2 Antlaşması" imzalandı. Antlaşmanın 3 Ekim 1990′da yürürlüğe girmesiyle iki Almanya resmen birleşti.

2.AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU’NDAN (AET) AVRUPA BİRLİĞİNE (AB)

BATI AVRUPA BİRLİĞİ (BAB)
v Batı Avrupa Birliği, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg tarafından 1948′de Brüksel Antlaşması ile kurulmuş siyasi ve askeri bir savunma örgütüydü. 1954′te Paris Antlaşması ile Fransa, Batı Almanya ve İtalya′nın katılımı sağlandı.

AVRUPA KÖMÜR ve ÇELİK TOPLULUĞU′NDAN AVRUPA BİRLİĞİ′NE
Ø  Avrupa Birliği′nin temelini 1951′de kurulan "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu" oluşturmaktadır.
Ø  Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, 18 Nisan 1951′de Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya arasında imzalanan Paris Antlaşması ile kurulmuştur. Yine bu ülkelerin imzaladığı 25 Mart 1957 tarihli Roma Antlaşması ile bir de "Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu" kuruldu.

Birlik Güçlendiriliyor...
Ø   1960′iı yıllarda şekillenen Avrupa Ekonomik Topluluğu 1973 yılında İngiltere, Danimarka ve İrlanda′nın katılımıyla genişledi. Aralık 1974′te Paris Zirvesi′nde "Avrupa Konseyi" kuruldu. 1979′da "Avrupa Parlamentosu" oluşturuldu. Bir sonraki genişleme dalgası 1981′de Yunanistan, 1986′da İspanya ve Portekiz′in katılımı ile gerçekleşti. Üye sayısı 12′ye çıktı. Avrupa Topluluğu ülkeleri, 1986 yılında siyasi bütünleşmeye gitmek için Avrupa Tek Senet′i kabul etti.
Ø   Doğu Blokunun dağılması sonrasında topluluk ülkeleri, ekonomi ve para birliğinin yeterli olmadığına ve siyasi birliğin kurulmasına karar verdi. Avrupa′nın güvenliği konusu öne çıkarıldı. AET üyeleri uluslararası alanda daha etkin hale gelebilmek amacıyla Maastricht Anlaşması′nı yaptı. AET, 1992 yılında "Avrupa Birliği" olarak yeniden isimlendirildi.
Ø   Roma Antlaşması üye ülkeler arasında önce gümrük birliğini öngörmüş, ortak tarım, ulaştırma, rekabet gibi diğer birçok alanda ortak politikalar oluşturulması, ekonomik politikaların yakınlaştırılması, ekonomik ve parasal birlik kurulması, ortak bir dış politika ve güvenlik politikası oluşturulmasını hedeflemiştir.

a.Maastricht Kriterleri
Ø  1990-91 yılları arasında Avrupa Topluluğu üyesi ülkeler Avrupa′nın güvenliği ile ilgili çalışmalara hız verdi. 7 Şubat 1992′de 12 üye devlet Hollanda′nın Maastricht kentinde Avrupa Birliği′ni kuran Maastricht Antlaşması′nı imzaladı. 1 Ocak 1993′te yürürlüğe giren bu antlaşma ile; Avrupa ekonomik ve para birliği, güvenlik ve dış politika ortaklığı, Avrupa vatandaşlığı, adalet ve içişleri işbirliği oluşturuldu. Batı Avrupa Birliği′nin Avrupa′nın tek güvenlik sistemi haline getirilmesi kabul edildi.
Ø  Maastricht Antlaşması′nda ekonomik birliğin aşamaları, bu süreçte izlenecek ekonomik politikalar ile bunların gerektirdiği kurumsal değişiklikler düzenlenmiştir. Bu düzenleme çerçevesinde ekonomik birliğin son aşamasına geçiş öncesinde, üye ülke ekonomileri arasındaki farklılıkların giderilebilmesini için bazı kriterler tespit edilmiştir.


b.Kopenhag Kriterleri
v 21-22 Haziran 1993′te Kopenhag Zirvesi′nde Doğu Avrupa ülkelerinin birliğe dahil olabilmesi için gerekli koşullar tespit edildi. Bu kriterler Türkiye için de geçerlidir.


Avrupa Birliği′ne Tam Üyelik İçin Belirlenen Kriterler

I.          Siyasal Kriter
♦          İstikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasiye sahip olma
♦          Hukuk devleti ye hukukun üstünlüğü ilkelerini benimsemiş olma
♦          İnsan haklarına saygılı olma
♦          Azınlıkların korunması konusuna önem verme

II.         Ekonomik Kriter
♦          Etkin bir piyasa ekonomisine sahip olma
♦          AB içinde rekabet edebilme kapasitesini sağlamış olma

III. Topluluk Müktesebatına Uyum Kriteri
♦          AB′nin siyasi birlik ile ekonomik ve parasal birlik hedeflerini kabul etme
♦          AB′nin aldığı kararlara ve uyguladığı yasalara uyum sağlayabilme  

c.AB ve Dünya

AB′nin Genişleme Süreci Devam Ediyor...
Ø  Genişleme dalgası 1995′te Avusturya, Finlandiya ve İsveç′in katılımıyla sürmüş ve üye sayısı 15′i bulmuştur. Avrupa Birliği′nin en son ve kapsamlı genişlemesi 1 Mayıs 2004 tarihinde tamamlanmış ve Macaristan, Polonya, Litvanya, Letonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Estonya, Slovenya ve Kıbrıs Rum Yönetimi AB tam üyeliğine kabul edilmiştir.
Ø  Son genişlemeyle 25 üyeli AB′nin nüfusu 450 milyona ulaşmış, yüzölçümü ise % 23 oranında artmıştır. 1 Mayıs 2007 tarihinde ise Bulgaristan ve Romanya birliğe üye olmuştur. Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya ise aday ülke statüsündedir.

Amsterdam Antlaşması ve Birliğin Genişleme Kararı
v 15 Temmuz 1997′de Amsterdam Zirvesi′nde kabul edilen Amsterdam Antlaşması ile Avrupa Birliği′nin yeni genişleme stratejisi belirlendi. Amsterdam Antlaşması′nda şu hedeflere yönelik kararlar alındı:
♦          İstihdamı ve yurttaşlık haklarını birliğin merkezine yerleştirmek
♦          Hareket özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmak ve güvenliği güçlendirmek
♦          Avrupa′yı dünya genelinde daha etkin hale getirmek
♦          Birliğin genişlemesi amacına dönük olarak kurumsal yapıyı daha etkin kılmak


Avrupa Birliği′nin Hedefleri
♦          Tek Avrupa pazarı kurmak
♦          Ekonomik ve sosyal bütünleşmeyi güçlendirmek ve üyelerin ekonomi politikalarını yaklaştırmak
♦          Ekonomik ve parasal birlik oluşturmak
♦          Ortak bir dış politika ve güvenlik politikası uygulamak
♦          Avrupa vatandaşlığı kavramını oluşturmak
♦          Hukuk ve içişleri alanında daha sıkı işbirliğini gerçekleştirmek
♦          İnsan haklarını topluluk hukukunun genel ilkesi olarak kabul etmek
3.NATO’NUN AVRUPA’DA GENİŞLEMESİ
Ø  NATO 1949′da 12 ülke tarafından kurulmuştu. Kuruluş bildirgesinde NATO′nun genel amacı, "Kuzey Atlantik bölgesinde, istikrar ve refahın temini ile üyelerinin özgürlüğü, ortak mirası ve uygarlığının korunması" olarak belirtilmişti.
Ø  NATO, SSCB′nin dağılması ve Varşova Paktı′nın ortadan kalkması ile yeni bir kimlik arayışına girdi. Bu süreçte üye sayısını arttırarak etki sahasını genişletmeyi hedefledi. Eski Varşova Paktı üyeleriyle ilişkilerini geliştirdi.

Varşova Paktı Öldü, Yaşasın NATO!
§  1994 Ocak ayında Brüksel Zirvesi′nde bir araya gelen NATO liderleri, diğer Avrupa ülkelerinin üyeliğine açık olduklarını açıkladı. 1997 Madrid Zirvesi′nde NATO′ya katılım görüşmelerine davet edilen Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya 1999 Washington Zirvesi′nde üyeliğe kabul edildi.
§  2004 Mart ayında Estonya, Litvanya ve Letonya ile Slovenya, Slovakya, Bulgaristan ve Romanya′nın katılımı ile üye sayısı 26′ya ulaştı. 2004 İstanbul Zirvesi′nde ise Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya için üyelik sürecinin sürdürülmesine, Ukrayna′nın üyelik süreci için çalışmalar yapılmasına karar verildi. 

NATO′nun Askeri Girişimleri
Ø  NATO, 1995 yılı sonunda tarihinde ilk kez BM′nin verdiği yetkiyle, Bosna′daki barış anlaşmasının askeri hükümlerinin uygulanması için çok uluslu bir güç (IFOR) oluşturdu. 1999′da Kosova′daki Sırp güçlerini geri çekilmeye zorlamak için hava saldırısı düzenlendi. Bu, NATO tarihindeki en geniş kapsamlı askeri operasyondur.
Ø  NATO, 2003 yılında da tarihinde ilk kez operasyonlarını Avrupa dışına taşıdı. Afganistan′da BM kararıyla oluşturulan barış gücünün komutasını üstlendi.

Bir Dönüm Noktası, 11 Eylül 2001
v 11 Eylül saldırıları NATO için de bir dönüm noktası oldu. Dönemin NATO Genel Sekreteri, ittifakı kuran Washington Antlaşması′nın 5. maddesini derhal yürürlüğe soktu. Böylece, ABD′ye yapılan saldırı tüm ittifaka yapılmış sayılıyordu. Rusya′nın
v ABD′ye destek veren açıklamaları, NATO-Moskova ilişkilerinin gelişmesine yardımcı oldu.
v 2002 yılının Mayıs ayında NATO-Rusya Ortaklık Konseyi′nin kurulması kararlaştırıldı. Bu konsey, terörle mücadele ve diğer güvenlik tehditleri gibi konularda, NATO′nun karar verme sürecinde Rusya′ya eşit rol veriyordu.