Öğretmenlerde Mesleki Tükenmişlik

Tarih: 12:06 Kategori: , Yorum: Yorum Yap
Öğretmenler odasındaki konuşmalara dikkat ettiğimizde öğretmenlerin okuldan kaçma, okuldan ayrılma, uzun süreli tatile çıkma ve okulu unutma, meslektaşlarını sevmeme, öğrencilerden nefret etme gibi bir sorunla karşılaştığı gözleniyor. Bunu zaten sendikaların araştırmaları veya MEB’in anketleri de destekliyor.
Bu konuda bir öneride bulunmadan öncelikler mesleki tükenmişlik sendromuna iten  inceleyelim :
• Ekonomik yetersizlikler,
• Eğitim-öğretim felsefesindeki değişmeler,
• Karar mekanizmalarına katılamama,
• Statü kaybı,
• Eğitim politikalarındaki sürekli değişmeler,
• Olumsuz okul ortamı,
• Yöneticilerin ve meslektaşların olumsuz tutumları,
• Mesleki doyumsuzluk,
• Stres,
• Kaygı, korku, öfke,
• Anlayışsız veli profili,
• Siyasileşme,
• Yapıcı eleştirilerin, yeniliklerin, üretken ve yaratıcı çabaların yetersizliği,
• Demokratik ve katılımcı olmayan, hiyerarşik, merkeziyetçi ve bürokratik bir yönetim anlayışının olması,
• Objektif ödüllendirme araçlarının eksikliği,
• Güvensizlik ve çalışanların terfi ve mesleki gelecek konusunda belirsizlik yaşamaları.
•Kariyer yapma imkanının kısıtlanması gibi faktörler bu sonucu doğurmaktadır.
Bu noktada tükenmişlik sendromuna kapılan öğretmen kendisine, meslektaşlarına, öğrencilerine, ailesine, velilere, sosyal çevreye, zarar verebilmektedir. Her defasında söylediğimiz gibi mutsuz öğretmen mutlu bireyler yetiştiremez. Mutsuz bireyler de mutsuz toplum meydana getirir. Bu noktada bu soruna bir çözüm üretmek gerekmektedir fakat bu çözümü de yine kendimizde bulmalıyız.
Mesleki Tükenmişliğin  incelendiğinde;
I. Evre:
• Şevk ve Coşku Evresi: Bu evrede yüksek bir umutluluk, enerjide artma ve gerçekçi olmayan boyutlara varan mesleki beklentiler sergilenmektedir.
• Kişi için mesleği her şeyin önündedir.
• Uykusuzluğa, gergin çalışma ortamlarına, kendine ve yaşamın diğer yönlerine zamanını ve enerjisini ayıramayışına karşı üstün bir uyum sağlama çabasındadır.
II. Evre:
• Durağanlaşma Evresi: Bu evrede artık istek ve umutta bir azalma olur.
• Mesleğini uygularken karşılaştığı güçlüklerden, daha önce umursamadığı ya da yadsıdığı bazı noktalardan giderek rahatsız olmaya başlamıştır.
• Sorgulanmaya başlanan “işten başka bir şey yapmıyor olmak”tır.
• Zira mesleği, kuramsal ve pratik tüm yönleri ile kişinin varoluşunu tamamen dolduramamıştır.
III. Evre:
Engellenme Evresi: Başka insanlara yardım ve hizmet etmek için çalışmaya başlamış olan kişi, insanları, sistemi, olumsuz çalışma koşullarını değiştirmenin ne kadar zor olduğunu anlar.
• Yoğun bir engellenmişlik duygusu yaşar.
• Başa çıkma stratejileri ile tükenmişliği ilerletme durumundan kendini çekme veya kaçınma,
IV. Evre:
Umursamazlık Evresi: Bu evrede, çok derin duygusal kopma ya da kısırlaşma, derin bir
inançsızlık ve umutsuzluk gözlenmektedir.
• Mesleğini ekonomik ve sosyal güvence için sürdürmekte, ondan zevk almamaktadır.
• Böyle bir durumda iş yaşamı kişi için bir doyum ve kendini gerçekleştirme alanı
olmaktan çok uzak, kişiye ancak sıkıntı ve mutsuzluk veren bir alan olacaktır.
Tükenmişliğin Belirtileri
Psikofizyolojik belirtiler:
• Yorgunluk ve bitkinlik hissi,
• Enerji kaybı, kronik soğuk algınlığı,
• Sık baş ağrıları ve uyku bozuklukları, sindirim bozuklukları ve kilo kaybı,
• Psikosomatik hastalıklar,
• Koroner kalp rahatsızlığı riskinde artma.
Psikolojik belirtiler:
• Duygusal bitkinlik,
• Kronik bir sinirlilik hali,
• Çabuk öfkelenme,
• Zaman zaman bilişsel becerilerde güçlükler yaşama,
• Hayal kırıklığı, çökkün duygu durumu, huzursuzluk, sabırsızlık,
• Benlik saygısında düşme, değersizlik,
• Eleştiriye aşırı duyarlılık,
• Karar vermekte yetersizlik,
• Boşluk ve anlamsızlık hissi, ümitsizlik.
Davranışsal Belirtiler
• Hatalar yapma,
• Bazı şeyleri erteleme ya da sürüncemede bırakma,
• İşe geç gelme,
• İzinsiz olarak ya da hastalık nedeni ile işe gelmeme,
• İşi bırakma eğilimi, hizmetin niteliğinde bozulma,
• İşte ve iş dışındaki ilişkilerde bozulma,
• Kaza ve yaralanmalarda artış,
• Meslektaşlara ve hizmet verilen kişilere, mesleğe vb.. karşı alaycı bir tavır sergileme,
• İşle ilgilenmek yerine başka şeylerle vakit geçirme, kuruma ilginin kaybı,
Mesleki Tükenmişlik Nasıl Önlenir?
Tükenmişlik, bir sendrom ve sistem sorunu olarak ele alınmalıdır.
• En önemlisi baştan, ortaya çıkarıcı etmenlerin giderilmesi, bu olmuyorsa erken dönemde tanınarak hızla müdahale edilmesidir.
• Ülkemizde çağdaş yönetim ilkelerine uygun olarak örgütlenmesi için çalışanların görevlerini ve yetkilerini belirleyen gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve yaşama geçirilmesi,
• Sistemdeki ödül kaynaklarının arttırılması,
• Düşük ücret sorununun giderilmesi,
• Tatil ve sosyal aktivite olanaklarının arttırılması, personel yetersizliği sorununun giderilmesi.
• Görev tanımlarının açık ve net olması,
• İşe yeni başlayan kişinin oryantasyon programına katılımının sağlanması,
• Düzenli ekip içi toplantıları ile öneri ve eleştirilerin alınması,
Sorun çözmede kalıcı mekanizmaların oluşturulması,
• Sorunların ilk ortaya çıkış anında ele alınması,
• Yöneticilerin çalışanı desteklediklerinin ve sıkıntılı bir durumda kendilerinden yardım labileceklerin çalışanlarca biliniyor olması,
•Öğretmenlerin gereksinim duyduğu sürekli eğitim olanaklarının sağlanması,
• Tükenmişlik seviyesine gelmiş olan bireyin en önemli ihtiyacı güç ve inançtır. Bu aşamadan çıkış için bakış açılarının, düşünce sisteminin, değerler sıralamasının değiştirilmesi ve geliştirilmesi gerekir.
Her şey benim kontrolümde olsun, mükemmel olursam kontrolü ele alabilirim, başkalarını memnun etmek zorundayım, insanları incitmemem gerekir, herkes beni sevsin” gibi mantıksız inançların, otomatik düşüncelerin, olumsuz algıların fark edilmesi ve düşüncelerin yeniden yapılandırılması gerekir.
• İşe başlamadan önce kişi yaptığı işin zorluklarını ve risklerini öğrenmelidir.
• Tükenmenin ne olduğunun ve belirtilerinin bilinmesi kişinin kendindeki durumu erkenden tanımasını ve çözüm aramaya yönelmesini sağlayacaktır.
• Kişiler duygularını ve zorluklarını paylaşmaları gerektiğinde yardım istemeleri konusunda teşvik edilmelidirler.
Stresi kontrol etmeyi bilmeli. Herkesin bir stres eşiği vardır ve bu eşiği aşmamak gerekir.
Düzenli bir hayat tarzı, sağlıklı beslenmek, ve ideal kiloyu korumak uygulanması gereken temel kurallardır.
• Ayrıca uyku ritmine dikkat etmek gerekir. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce; günlük bütün stres nedenlerini aklınızdan uzaklaştırmak,
• Hoşa giden konuları düşünmek,
• Hoşlandığınız bir filmi seyretmek; size düzenli bir uyku sağlayabilir.
Alkol ve sigarayı bırakmak ya da azaltmak yorgunluktan kurtulmada en önemli etkenlerden biridir.
• Aynı yerde çalışan kişilerin zaman zaman iş dışı konularda konuşmaları ve birlikte hoşça vakit geçirmeleri, aralarında daha sıcak ve yakın bir ilişki kurulmasını sağlayarak birbirlerine olan desteklerini arttırır.
• Birlikte çalışanların uyumlu bir ekip çalışması içinde olmaları, aralarında adil bir görev paylaşımının olması, hem hizmetin kalitesini arttırır, hem de ilişki sorunlarını önler.
• Birlikte çalışmadan doğan sorunların zamanında, sorun kronikleşmeden çözülmesi gereklidir.
• İşte karşılaşılan sorunların ve duygusal zorlukların paylaşılabileceği destekleyici grupların oluşturulması da yararlıdır.
• Daha kıdemli iş arkadaşları, işe yeni başlayan kişilere gerçekçi rol modelleri olabilmelidirler.
• İş yerinde destekleyici bir ortam içinde olmak kritik bir öneme sahiptir.
• İş dışındaki yaşamda ailenin ve diğer yakın kişilerin desteği vazgeçilmezdir, ayrıca bu yolla kişi, işi dışında var olduğu ve takdir edildiği bir alan bulmuş olacaktır.
Bu tür olan arkadaşlarımıza destek vermek de oldukça önemlidir. Öğretmen arkadaşlarımız arasında bu tür kişilerin olmasının bizim de enerjimizi düşüreceğini unutmayın. Belli bir enerji ve heves için çalışmalar yapmak için bu tür kişileri kendi aramızda yükseltmemiz gerektiğini ve sıradanlıktan kurtarmamız gerektiğini unutmayalım.
Bununla birlikte bu tür ve sendroma kapıldığınızı hissettiğinizde işinizde ve dersinizde yenilikler yapmayı deneyin. Sıradanlıktan kurtulmaya çalışın.
İdareci olarak da böyle öğretmenleri fark ettiğimiz anda öğretmenleri ödüllendirebileceğimiz, heveslendirebileceğimiz alanlara yöneltmemiz ve onların sıradanlıktan kurtarmamız gerektiğini unutmayalım.
Paylaş: Facebook Twitter Google Plus Pinterest Tumblr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder